 |
| Ernest Hemingway |
"Çanlar Kimin İçin Çalıyor", 1937
tarihinde İspanya İç Savaşı esnasında İspanya dağlarında savaşan
antifaşist bir gerilla timine bağlı Enternasyonel Tugaylarda yer alan
Amerikalı genç Robert Jordan etrafinda şekillenen olayların anlatıldığı
bir savaş romanı.
Ataol Behramoğlu'nun
önsözde belirttiği gibi; bu roman, tüyler ürpertici acımasızlıkta bir
iç savaş romanı gibi, solun inanılmaz parçalanmışlık ve çelişkilerini
yansıtan bir devrim romanı gibi, şiirsel güzellikte betimlemeleriyle bir
aşk romanı gibi, akıcı kurgusuyla bir serüven romanı ya da yaşamın
anlamını sorgulayan bir felsefe romanı gibi okunabilir...
Doğru olan, öyle sanıyorum ki, Hemingway'in bu romanı bütün bunların bir toplamıdır...
Makâlât, Sems-i Tebrizi'nin meclis sohbetleri ve Mevlâna
ile aralarında geçen bahislerin derlemesinden oluşuyor. Kitap doğrudan
Şems tarafından yazılmadığı için sistematik ve derli toplu değil; ancak
dikkatle okunursa Mevlana ile Şems arasındaki ilişkinin bilinmeyen
yönlerine satır aralarında rastlamak mümkün...
Fîhi
Mâ Fîh ise aynı şekilde Mevlâna'nın tasavvufi düşünceleri ile mevzu ve
meseleler hakkındaki sorulara cevaplarının fasıllar halinde müridleri
tarafından notlaştırılmış hali. Eserin, Mesnevi ve rubai üslubundan
farklı bir anlatım şekliyle kaleme alınmış olması da edebi yönden ayrı
bir önem taşıyor.
"Ey evlât, eğer sen
müşküllerinin hâllini istiyorsan, Fîhi Mâ Fîh kitabına bak. Fîhi Mâ Fîh,
iyi yaradılışlı evliyanın yolunda müşküllerin hâlledilir."
 |
| Erich Fromm |
Freud'un psikanaliz yöntemini geliştirerek "insancı
psikanaliz" görüşünü ortaya koyan Erich Fromm; bu kitapta psikanaliz
yöntemindeki, bilinçdışının tümüyle bilince çıkarılması amacı ile
Zen'deki satoriye (aydınlanma) ulaşma arasında bağlantı kurarak iki
yaklaşım üzerinden görüşlerini okuyucuya sunuyor.
"Psikanaliz
sırasında neler oluyor? Bir kimsenin bilincinde, kendisinin
alçakgönüllü, yürekli ve sevgi dolu bir kimse olduğu sanısı varken; ilk
defa kendini beğenmişliğinin, korkaklığının ve içinin nefretle dolu
olduğunun farkına varıyor; kendini böyle görmesi onu yaralayabilir ama
bir yandan da bu görüş bir kapı açılmasına olanak verebilir. Bundan
böyle kendisinde bastırıp görmezlikten geldiği şeyleri başkasına
yansıtmaktan vazgeçebilir."(syf. 107)
 |
| Miyamoto Musashi |
|
Efsane samuray, hiçbir düelloda
kaybetmeyen stratejist ve kılıç ustası Miyamoto Musashi'nin strateji
Yol'unu öğrenmek isteyenlere 9 öğüdü:
1) Dürüst düşünceden sapma.
2) Öğrenme, alıştırmadadır.
3) Her sanatla tanış.
4) Bütün mesleklerin Yol'larını öğren.
5) Dünyevi konularda kazançla kayıbı ayırt et.
6) Her şeye ilişkin sezgisel yargı ve anlayışın olsun.
7) Görülemeyen şeyleri algıla.
8) En küçük ayrıntıyı dahi önemse.
9) Yararı olmayan hiçbir şey yapma.
Arap
edebiyatının en eski seyahatnamesi: Yazarı Süleyman el Tâcir. "İlim
Çin'de de olsa gidip alınız." diyen Peygamber'in ümmetinin Hind ve Çin
diyarlarına seyahatlerinin hikayesi. Gerçi bu seyahatleri
gerçekleştirenler seyyah değil tacirler; ilim almak ve dağıtmak için
değil, servet kazanmak için bu seyahatlere çıkmışlar; ancak 852 yılı
gibi erken bir tarihte (hicri 3. yüzyıl) Uzak Doğuya Müslümanların
gözünden bakan naçizane bir eserin günümüze ulaşmasını da
sağlayabilmişler. Eserde Hind ve Çin bölgesinin o tarihlerdeki durumu ve
halklarının gelenek ve yaşantıları ilk elden gerçekçi ve bazen de
abartılı hikayelerle anlatılmış. Kısacası Seyahatname severlerin
kütüphanelerinde bulunması gereken bir eser...
.📚.
#seyahat #seyahatname #çin #hint #hind #india #china #islam #müslüman #seyyah #tacir #kitap #book #bookstagram #uzakdoğu #fareast #yeditepeyayınları #hatıra #edebiyat
Kişisel gelişim kitapları ve "sevgi
pıtırcıklarına tavsiyeler" tarzı kitaplar pek ilgimi çekmez; ancak bu
seferki kitap kıramayacağım birisinden geldi, ben de okudum. Açıkçası
kitap içerik olarak beklentimin oldukça üstünde çıktı. Batı-Doğu
düşüncesi, felsefe, tasavvuf, dozunda siyasi mesajlar, erdemler,
hümanizm, unuttuğumuz değerlere özlem, kesin yargıya varmadan ve
okuyucuya reçete sunmadan düşündüren denemelerle anlatılmış.
Yaşadığımız
toprakların ve dünyanın diğer yerlerinin, aslında hep aynı gerçeği
(kendini tanı gerçeğini) anlatan insanlık değerlerinden kesitleri ve
özlü sözleri bu kitapta bulacaksınız.
.📚📖📙.
Belhli Şakik soruyor: "Sizin yaşama şekliniz nedir?" İbrahim Ethem: "Bulunca şükrederiz, bulamayınca sabrederiz." der.
Belhli Şakik: "Onu bizim Horasan'ın köpekleri de yapıyor. Bulamayınca şükretmeli, bulunca dağıtmalı." diye yanıtlar.
.
#horasan #belh #ibrahimethem #şakikibelhi #şükür #sabır
"Neyin
peşinde olursanız olun mükemmellik diye bir şey yoktur. Çeşitli
alanlarda becerilerini çok iyi geliştirdiğine inanan kişi zararlı
çıkacaktır. Gerçek bir usta, her şeyini ortaya koymuş olsa bile asla
yaptığı işten tatmin olmaz. Kişi ancak bu şekilde en iyiye erişebilir.
Tek bir amaç doğrultusunda bütünüyle kendini adamak zor bir görevdir.
İşinizi içtenlikle yapmadığınız sürece asla başarılı olamazsınız."
Hagakure
(Saklı Yapraklar), samurayın el kitabı, aynı zamanda bir etik rehber...
Kısa ve derin anlamlar taşıyan metinlerle, aforizmalarla, bilgece deyiş
ve tavsiyelerle dolu bir şaheser. 📚📖
İlgilenenler
için bu kitabın, başrolde Forest Whitaker'in oynadığı "Hayalet Köpek"
ve yine başrolde Alain Delon'un olduğu 1967 yapımı "Le Samuraï"
filmlerine esin kaynağı olduğunu hatırlatalım. 🎥🎬
 |
Takuan Soho
|
Dudağınız ıslanmadan suyu, sıcaklığını hissetmeden ateşi anlatabilirsiniz.
.💧🔥.
Fakat
suya veya ateşe dokunmadan aslında onları anlayamazsınız. Bir kitabı
açıklamak da anlaşılmasına yetmez. Yiyeceği kısaca tanımlayabilirsiniz
ama salt açıklamalarınızla kimsenin açlığını gideremezsiniz.
Marquez'in
en zor okunan romanı, kitapta paragraf yok, diyaloglar ve betimlemeler
iç içe geçiyor ve bir süre sonra birbirlerini kovalamaya başlıyorlar;
her seferinde hikayeyi anlatan kişi kim, mekanları kimin gözünden
görüyoruz anlamaya çalışırken imgelerin derinliğinde kayboluyoruz. Bence
Gabo, diktatörün karanlık ve kasvetli iç dünyasını anlatabilmek için bu
anlatım yöntemini özellikle tercih ederek kaotik atmosfer romanını
kurguluyor.
Son söz olarak da yazarın deyişiyle:
"Gücünüz arttıkça kimin yalan kimin doğru söylediğini bilmeniz zorlaşır.
Mutlak güce ulaştığınızda gerçeklikle temasınız kalmaz; bu başa
gelebilecek en kötü yalnızlıktır.”
